20 Haziran 2020 Cumartesi

Serencamım-1 ; “37 YIL ÖNCE…”

Yıl 1983, sıcak bir Antalya Ağustos’u.

Kaleiçi Balıkpazarı’ndaki ahşap evimizin kapısını çalan postacı, hayatımda yeni başlayacak bir döneminin ilk habercisi ve şahidi olmuştu. Askerî Okul sınav süreçlerimin tüm aşamalarına, o güne kadar bize ulaştırdığı zarflardan vakıf olan postacının meraklı ve şaşkın bakışları altında heyecanla alelacele açtığım o zarfta iki ay önce girdiğim Askerî Okul Sınavlarının tüm aşamalarını kazanmış olduğumu ve en geç bir ay içerisinde sağlık raporu işlemlerini de tamamlayıp kesin kayıt yaptırmak üzere Çankırı Astsubay Hazırlama Okuluna kesin kayıt için davet edildiğimi görünce sevinç çığlıkları atarak evin içinde dört döndüğüm o günü halâ dün gibi hatırlıyorum. Eminim benim o sevinç ve heyecanıma şahit olan o postacı da meslek hayatı boyunca bu anı hiç unutmamıştır.

Kendini bildiği bileli asker olma arzusuyla yanıp tutuşan, nerede bir askeri tören görse koşarak peşlerine takılan, o yıllarda TV yayın kapanışında verilen askerî tören görüntüleri ve istiklâl marşını ekranın karşısında ‘selam dur’ da dinleyen, her akşam yatarken ettiği duâlarda tüm kalbiyle Allah’tan asker olmayı dileyen 14 yaşında bir çocuk düşünün ki, askerliği sadece para için yapılacak bir meslek olarak göremeyecek kadar, paradan ve maddiyattan habersiz… Askerlik O’nun için sadece bir sevda…

Hem de kara sevda…

Benim için geçilmesi neredeyse imkânsız, uzun ve çetin bir sınav sürecini olağan üstü bir gayret ve kararlılıkla tüm fiziki imkân(sızlık)larımı son raddesine kadar zorlayarak geçmeyi başarmış bir çocuk olarak o gün bu sevinç ve coşkuyu gerçekten hakketmiştim. Zira o yıllarda yaşadığım şehirde sayıları oldukça sınırlı olan Fen Liseleri ve Askerî Liseler giriş sınavları için hazırlık kurslarına ve dershanelere yalnızca zengin ailelerin çocukları gidebilirdi. Bu yüzden sadece okulda öğrendiğim bilgilerimle girdiğim yazılı sınavı asil listeye girerek kazanmıştım. Boy, kilo gibi fiziki yeterliliklerim ise askeri okullara girebilmek için gerekli koşulların alt sınırındaydı. (1,51 cm Boy, 35 Kg.)

Belki de yeterli ve güçlü olan tek yanım, başaracağıma olan inancım ve asker olabilme sevdamdı.

Bu inanç ve aşkla benim için aşılması neredeyse imkânsız o zorlu ve çetin imtihan sürecini nasıl aştığımın hikayesine; Serencam'ıma başlıyoruz ... Bu bizim hikayemiz...

Devam edecek>>>>>>>

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder